• MyPassion
  • MyPassion
İSLAM HOŞGÖRÜ VE İSLAMOFOBİ
27/05/2017 12:09

Kuşadası Müftüsü Vehbi Akşit,İslam hoşgörü ve İslamofobiyle ilgili Kuşadası 7 Eylül Ortaöğretim Okulu'nun ERASMUS projesi tanıtım etkinliğinde yaptığı konuşmasında;

''İnsanların hem dünyada hem de ahirette mutluluğunu hedefleyen yüce dinimiz İslam, toplumun düzen ve huzurunu sağlamak için insanlar arasındaki münasebetleri sevgi, saygı, kardeşlik ve hoşgörü temeline dayalı olarak düzenlemiştir.

İslam’da hoşgörünün çok büyük önemi vardır. Çünkü hoşgörü; birçok kötülüğün önlenmesine, insanlarla samimi ilişkiler kurulmasına ve güzel dostlukların oluşmasına sebep olur. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan bir dost olur.” (Fussilet, 41/34)

Müslüman, Allah’ın yarattıklarına Yunus’un, “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü” dediği gibi Allah için sever. İnsanlara karşı hoşgörülü davranır, şahsına karşı işlenen kusurları affeder, asla kin gütmez. Bir insanın, diğer insanlara karşı gösterebileceği en büyük fedakârlık, hoşgörüdür.

İslam Peygamberi, Hz. Muhammed, hicretten sonra, Medine’de meskûn kabilelerle hoşgörü içinde birlikte yaşayabilecekleri bir devleti kurmakla, adaletin eşit bir şekilde uygulanmasını, hak ve hürriyetlerin teminat altına alınmasını gerçekleştirmiştir.

Osmanlı Devleti yaklaşık 600 yıllık bir dönemde bünyesinde farklı din, millet, mezhep ve kültüre sahip bir insan topluluğunu adil bir yönetim anlayışıyla barış içinde yönetme kabiliyetini gösterdi. Osmanlı devletinin bu adil yönetimi sayesinde birbirinden çok farklı özelliklere sahip insanların, kendi dil, din ve kültürlerini serbestçe yaşayabildi: ''Bunun adı günümüz diliyle 'birlikte yaşamak'tır. Birlikte yaşamak demek, çok kültürlülük içinde birbirlerine hoşgörü gösterebilmesidir. Bugünün dünyasının temel sorunu olan bu konuda Osmanlı Devleti zengin bir tecrübeye sahiptir.

11 Eylül olaylarıyla birlikte özellikle Batı toplumlarında tırmanışa geçen ve bir endüstriye dönüşerek yaygınlaşan İslamofobi ve onun tetiklediği İslam karşıtı tutumlar, artık ilgili ülkelerde göz ardı edilemeyecek bir boyuta ulaşmıştır.

İslamofobi, bazen İslam karşıtlığı karşımıza çıkmakta, bazen İslam korkusundan söz edilmekte, bazen de korku yerine kaygı kelimesi tercih edilmektedir. Belki ilk yapılması gereken İslamofobinin ne olduğu konusunda bir mantık kurgulamaktır. Esasında İslamofobi adı altında, bugün üç farklı olgudan bahsedilebilir:

1. İslam Kaygısı: Özellikle Batı ülkelerinde halk nezdinde İslam karşısında kaygılı bir tavra rastlamak mümkündür. Bunun muhtelif sebepleri vardır, küreselleşen dünyada yaşanan endişe ve güvensizlik hissi, ekonomik kaygılar, yabancılaşma bunlardan bazılarıdır. Belki de en önemli sebep İslam’ı tanımamaktır.

2. İslam karşıtlığı: Halk nezdinde tesbit edilen kaygının aksine, siyasal alanda sistematik ve bilinçli bir İslam karşıtlığının süregeldiğini görmekteyiz.

3. İslam korkusu üretimi: İslam karşıtı yapının elbette kendi içinde bir meşruiyeti geçerliliği yoktur. Oysa İslam karşıtlığının meşruiyete ihtiyacı vardır. Bu ise halk nezdindeki İslam kaygısı üzerinden yapılmaktadır. Daha çok medyanın etkin olduğu bir söylem üretme mekanizması, halk nezdindeki kaygıyı canlı tutmakta ve İslam’ı hedefine odaklamaktadır.

Üzülerek ifade edelim ki bilhassa son yıllarda Kıta Avrupası’nda camilere yapılan saldırılar, camilere, domuz kafası, gamalı haç gibi işaret koymalar, İslam’ın mukaddesatına ve İslam peygamberine yönelik hakaret, küçük görme ve aşağılamalar, İslam ve Müslümanlar hakkında yürütülen çirkin karalama kampanyaları, ırkçı söylemlerdeki artışlar, halk nezdindeki korku ve kaygıyı nefret suçuna, şiddet ve düşmanlığa dönüştürmeye başlamıştır.

Dünyadaki bu İslamofobi tehlikesini gören Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl Sapanca’da 22-25 Mayıs 2017 tarihleri arasında, altıncısını düzenlediği “Yurtdışı Din Hizmetleri Konferansında, İslamofobi’nin etkilerini azaltmak ve bu konuda ortak bir görüş belirlemek, bilgi ve hikmet ekseninde olayları tartışmak amacıyla yurt dışında görev yapan Din Hizmelteri Müşavirleri ve Din Hizmetleri Ataşeleri ile bir araya geldi. Toplantı halen devam etmektedir. Ayrıntılı bilgi edinmek için Diyanet İşleri Başkanlığımızın internet sitesinden www.diyanet.gov.tr istifade edilebilir''dedi.
Şerif AKARÇEŞME-Kuşadası

Şerif AKARÇEŞME - serifakarcesme@hotmail.com


Facebook'ta Paylaş