• MyPassion
  • MyPassion
  • MyPassion
  • MyPassion
  • MyPassion
  • MyPassion
  • MyPassion
  • MyPassion
ÖKÜZ MEHMET PAŞA SEMPOZYUMU KUŞADASI’NDA BAŞLADI
01/11/2019 18:23

Kuşadası Belediyesi, Kuşadası Kaymakamlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Adnan Menderes Üniversitesi’nin destekleriyle Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği tarafından düzenlenen Öküz Mehmet Paşa Sempozyumu Kuşadası’nda başladı.

3 Kasım’a kadar devam edecek olan sempozyumun açılış töreni Osmanlı Devleti Sadrazamı Öküz Mehmet Paşa tarafından 1618 yılında yaptırılan Kuşadası Kervansarayı’nda gerçekleşti. 

15 ünlü tarihçinin konuk olacağı Öküz Mehmet Paşa Sempozyumu’nun açılış törenine Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, Kuşadası Kaymakamı Sadettin Yücel, Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Kuşadası Belediye Başkan Vekili Tibet Özer, Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği Başkanı Mahmut Ökçesiz ile protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.  

Sempozyumun açılışında konuşan Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği Başkanı Mahmut Ökçesiz, Mehmet Paşa’nın Osmanlı Devleti’nde yetki sahibi önemli bir şahsiyet olduğuna dikkat çekerek “Kuşadası, 1613-1618 yılları arasında Padişah 1. Ahmet’in damadı ve vezir-i azamı olan Öküz Mehmet Paşa tarafından bir şehir olarak kurulmuştur. Osmanlı imar politikasında, bir şehir kurulurken önce merkezde bir Cuma camisi yapılır ve caminin etrafına diğer yapılar dizilirdi. Aslen Ulukışla Varsak Türkmeni olan Öküz Mehmet Paşa, padişahtan aldığı 'Şenlendirme-iskana açma' iznini Kuşadası için kullanır. Düzenlendiğimiz sempozyumda Mehmet Paşa ile ilgili bu tarz birçok bilinmeyeni hep birlikte öğreneceğiz” dedi. 

Ökçesiz’in ardından konuşan Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger ise sempozyumun tarihe ışık tutacak bir çalışma olduğuna inandığını belirterek katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti. 

3 Kasım tarihinde son bulacak olan Öküz Mehmet Paşa Sempozyumu’nda 15 akademisyen 14 bildiri sunacak. Bildiriler Öküz Mehmet Paşa Sempozyumu adıyla kitaplaştırılacak. 

SADRAZAM ÖKÜZ MEHMETPAŞA KİMDİR ?

SADRAZAM DAMAT ÖKÜZ KARA MEHMET PAŞA.
(Osmanlı Sadrazamlarının 55.si Damat, Kara,Kulkıran)


İstanbul Karagümrük’de 1550 de doğmuştur. Babası Kara Ali (1) adında bir öküz nalbantı olduğundan kendisine "Öküz", ayrıca esmerliğinden ötürü “Kara”, Mısır'daki asi kölemenleri tepelemesi nedeniyle de "kulkıran",Sultan I.Ahmet’in yedi yaşındaki kızı Gevherhan Sultan ile evlendiği için "Damat " lakaplarını almıştır. Fakat en yaygın lakabı "Öküz"dür(2).
İstanbul'un fethinden sonra Aksaray ve civarından İstanbul a getirilen Anadolu insanından olan (muhtemelen Ulukışlalı) Ali oğlu Mehmet 1567 senesinde Enderun-u Hümayuna Has oda Ağalarından olarak alınmış, saraydan yetişmiş,İçkiler Kethüdası,Silahtar olmuş 1607 senesinin Nisan ayında Vezirlik payesi ile deniz yoluyla İskenderiye 'ye giderek Mısıra Vali olmuştur (3) . Orada kendisini halka sevdirerek, Kahire de imar hareketlerine girişmiş, Mısırlı askerleri asi Kalenderoğlu’ na karşı Kuyucu Murat Paşa’ nın hizmetine göndermiştir. Oradaki bu askeri isyanı bir kaç bin askeri öldürtmek suretiyle bastırmış olduğundan ve o zamanlar askere de " kul " denildiğinden bu kez de kendisine "Kul Kıran" ismi takılmıştır(4) .1611 de Mısır Valiliğinden azledilerek İstanbul'a dönmüş ve oradaki hizmetlerine karşılık olma üzere kendisine Gevherhan Sultan (***) verilerek saraya "Damat " yapılmıştır. Düğün 13 Haziran 1612 Kaptan-ı Derya Öküz Mehmet Paşa ile sultanın düğünleri hemen hemen eşine az rastlanır bir debdebe ile yapılmıştır. Gerek gelinin çeyizi ,gerekse gelin alayı çok göz kamaştırıcı olmuştur(5). Mehmet Paşa' nın Üsküdar Kısıklı'da da kısıklı cami nin üst kısmında bir Köşkü vardır(10. )Aynı zamanda Kaptan-ı Derya olan paşa (7) , Kaptan-ı Deryalığı sırasında Osmanlı kıyılarına saldıran Malta ve Floransa filolarını perişan etmiştir. Avrupa Devletleri ile işbirliği yapan Dürz-i Emiri Maanoğlu Fahreddin 'i yenilgiye uğratarak emir ve komutası altına aldı . Ancak donanmadan ayırdığı on kadırgalık filonun Sisam adası civarında Floransa filosuna yenilmesi üzerine görevinden azledildi. İstanbul'da Sadaret Kaymakamlığına getirildi . 1613 te ikinci vezirliğe, 1614 te senesinde, Nasuh Paşa'nın idamı üzerine 17 Ekim 1614 te Sadrazamlığa getirildi. Orduyu disipline sokmağa çalıştı, başıboşlarla, zorbaları İstanbul'dan uzaklaştırdı . İran Şahı Abbas'ın Gürcistan'a asker sevk ederek, göndermesi gereken 200 yük ipek mahsülünü yollamaması üzerine düzenlenen sefere çıktı. 1615 yılı baharında Halep e gelebildi, (İşte bu sefer sırasında Ulukışla mevkisinde bir kışla yapılmasına karar verdiği söylenmektedir.) ancak ertesi yıl İran üzerine yürüyebilen ve İran ordusunu yenen Mehmet Paşa , Revan Kalesini kuşattı ,fakat İranlılarla anlaşmaya varıldı . 200 yerine 100 yük ipek haracına razı olundu. Saray Nedimlerinin etkisindeki Sultan I. Ahmet ,Revan' nın alınamamasını Paşa'nın bir ihmali gibi görerek, onu Sadaretten azlederek Sadrazam olan Halil Paşa 'ya danışman yapıtı. Böylece 17 Ekim 1614 te başlayan ilk sadrazamlığı 17 Kasım 1616 da sona ermiş oldu (2).
Padişah II. Osman’ın tahta çıkması üzerine önce sadaret kaymakamlığına daha sonra da 18 ocak 1619 da İran'la barış sağlanınca ikinci kez sadrazamlığa getirilmiştir. Bu kez de padişahın desteklediği Güzelce Ali paşa ile çatışınca 23 Kasım/Aralık 1619 da yeniden görevinden azledilmiştir.(8) Güzelce veya Çelebi Ali Paşa, Tunus Beylerbeyi İstanköylü Ahmet Paşa'nın oğlu idi . Babası bir Celali ayaklanmasında öldürülmüştü, önce Dimyat Beylerbeyi olmuş, nihayet vezirliğe kadar yükselmiş ve ikinci defa olarak da, Kaptan paşalığa tayin edilmiştir. İstanbul limanına altı düşman gemisini arkasından çekerek girmiş, iki yüz esiri de beraberinde getirmişti. Osmanlı Amiralinin Başkente bu zaferle girişinde bu esirlerden her biri bir torba altın taşıyordu. Bu başarısının üzerine padişah Ali Paşa'yı ödüllendirmişti. Sadrazam Damat Öküz Kara Mehmet Paşa bunu kıskanmış ve Ali Paşa'ya karşı bazı entrikalar çevirmek istemişti. Fakat Ali Paşa bu durumu sezerek Sadrazama da beş kese altın göndererek onu yatıştırmasını bilmiştir. Daha sonra Ali Paşa Padişahın öylesine güvenini kazandı ki Sultan II. Osman kendisini Sadrazamlık görevine yükseltti ve Mehmet Paşayı da yeniden Halep Valiliğine yolladı. (Aralık 1619) Paşa Halep'e giderken 30 000 altında vermeye mecbur olmuştur. Mallarına ve tüm parasına daha sonra el konulmuştur.(6) Fakir bir halde Halep'te ölerek kale surları dışındaki yüksek bir dağın üzerinde merhum Şeyh Ebubekir tekkesinde (zaviyesinde) kendisinin yaptırdığı türbeye gömülmüştür. Ölümü 1622.(8) Vefatında babasının adını taşıyan Ali isimli bir oğlu ile Ayşe adında bir kızı vardır. Ahfadı (soyu) günümüze kadar gelmiştir(7).
Sadaret makamında orta derecede iktidara sahip ,çok terbiyeli ,ince ve akıllı.çelebi tavırlı olan paşa aynı zamanda mevlevi dir. Mehmet Paşa ,Vakur ve ciddidir. Devlet hizmetlerinde doğruluğu ,hakşinaslığı ,cesareti ve cömertliği ile tanınmıştır.

ESERLERİ
Osmanlı ülkesinin pek çok yerinde eserler yaptırmıştır.
Karagümrük'te :Cami , çeşme ve mektep
Kuşadası ve Ulukışla da: Kervansaray, hamam, cami, mektep, medrese, çeşme ve köprü.
Kahire 'de : Yeniçeri ve Azep (bekar asker) kışlaları
Şam'da :Suyolları ve kalelerin tamiri; Mekke ve Hicaz da: Su yolları yaptırıp kuyular açtırmıştır.
Sakız da : Cami ve diğer gezdiği bazı yerlerde bu gibi hayır müesseseleri vardır.

Şerif AKARÇEŞME - serifakarcesme@hotmail.com


Facebook'ta Paylaş