Bakan Ersoy,"Küresel turizmde yaşanan büyük daralmada yüzde 15 daha başarılı bir performans sergiledik"
26/12/2020 08:54
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, küresel turizmde yaşanan büyük daralmada en güçlü rakiplere göre yüzde 15 daha başarılı bir performans sergilediklerini belirtti.
Ticaret Bakanlığının katkılarıyla TİM tarafından bu yıl 8'incisi düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası" çevrim içi gerçekleştirilen açılış töreniyle başladı.
Törende konuşan Ersoy, tüm sektörler gibi hizmet sektörünün de temelinin üretim olduğunu söyledi.
Ersoy, inovasyonun ise bir fikri geliştirmek ve onu uygulanabilir hale getirip soruna ya da farklılaşma arayışına çözüm sağlamak olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"İnovasyon rekabet gücünü ve pazar payını arttırmak, yeni pazarlara hitap koşullarını da oluşturmak içindir. Gerçekleştirdiğiniz yenilik, maliyetleri en aza indirme, yeni ürün ve hizmetlerle çeşitliliği sağlama, kaliteyi arttırma, güçlü bir marka oluşturma gibi faydalar sağlayarak sizi hedeflerinize ulaştırır. Zaten bunları yapmazsanız, küreselleşen dünyanın uluslararası rekabet ortamında ayakta kalmanız çok da mümkün değildir. İnovasyon süreklilik arz eden bir süreçtir. Alanında ilk ve öncü olan bir ürün veya hizmet sunmuş olsak bile eğer devamını getiremezsek sağladığı faydayı sınırlamış oluruz. Yani radikal inovasyon gerçekleştirmeyi başarsanız da bunun devamını artımsal inovasyonla getirmek zorundasınız."
Ersoy,"Kendi teknolojilerimizi geliştirmek için Ar-Ge çalışması yapacağız"
Türkiye hizmet sektörünün 2019 yılında yaklaşık 36,8 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini aktaran Bakan Ersoy, "Türkiye 26. büyük hizmet ihracatçısıdır ve dünya payı yaklaşık yüzde 1 seviyesindedir. Bu bir başarıdır ama yeterli olmaktan uzaktır. Neden ilk 20'de değiliz, ilk on içine nasıl girebiliriz, dünya hizmet dış ticaretinden daha fazla payı nasıl alabiliriz konularına yoğunlaşmak zorundayız. Zaten inovasyon da burada devreye giriyor" diye konuştu.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, yenilikçi yaklaşımda teknolojiyi yakalamanın en önemli adım olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Zira teknoloji alışkanlıkları, tüketim biçimlerini dolayısıyla iş ve işletmelerin doğasını değiştirmektedir. Lojistikten eğitime, yolcu taşımacılığından kültür ve eğlenceye hangi alanda hizmet üretiyor ve ihraç ediyor olursak olalım, kendi sektörümüzün teknolojik gelişimlerini ve yeni uygulamalarını bileceğiz ve bize en uygununu alıp hızla uygulayacağız. Kendi teknolojilerimizi geliştirmek için Ar-Ge çalışması yapacağız. Bu yatırımlar her zaman kendisini fazlasıyla geri öder. Bundan çekinmememiz gerekiyor. Yine teknoloji dışındaki fikir ve uygulama yeniliklerini takip etmek hatta bu alanda öncü olabilmek önemlidir. Yenilik süreçleri ele alındığında, hizmet sektöründe strateji, yönetim, pazarlama ve organizasyon gibi değişimleri çok daha yoğun kullanıyoruz. Bu değişimlerin doğru yapılabilmesi ve faydalarının kalıcı olabilmesi için müşterilerimizden, rakiplerimizden, tedarikçilerimizden kısacası paydaş ve hedef kitlenin tamamından bilgi sağlamalıyız. Eksiklikleri ve beklentileri bu şekilde daha rahat tespit edebilir, ihtiyaç duyduğumuz inovasyon adımını daha isabetli atabiliriz."
Turizm sektörünün tüm dünyada gelir yaratma, istihdam sağlama, bölgesel kalkınmayı destekleme ve katma değer açısından en önemli bir sektör olduğunun altını çizen Ersoy, "Turizm sektörünün Türkiye'nin de üyesi bulunduğu OECD ülkelerinin hizmet ihracatına katkısı yüzde 21,5 seviyesindedir. OECD ülkelerinde uluslararası turistler tarafından harcanan her 1 ABD doları, ortalama olarak 89 sent katma değer yaratmaktadır ki bu rakam ihracatın yarattığı ortalama katma değerden daha yüksektir. Aynı zamanda turizm, 50'den fazla ana sektörden mal ve hizmet alımı yaparken, hizmet sunumunda ithalata bağımlılığı en düşük olan sektördür. Sayın Cumhurbaşkanımızın gelecek vizyonunda turizmin stratejik sektör olmasının arkasında yatan gerçekler de bunlardır" ifadelerini kullandı.
Ersoy, 2019 yılında dünya turizminde 1,5 milyar uluslararası ziyaretçi sayısıyla yeni bir rekor kırıldığını söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bu muazzam rakamla birlikte turist profili değişiyor. Karşımıza sürekli artan, çeşitlilik kazanan istek ve ihtiyaçlar çıkıyor. Tüm bunlara ayak uydurabilmek için ileriye doğru adım atmamız gerekiyor. Adına inovasyon deyin, gelişim ya da değişim deyin. Hızla refleks göstermemiz lazım. Bugün pandemi sürecinin sonuçlarını geride bırakmamızı sağlayacak geliştirmelere biz 2018'de başladık. Nitelikli turisti merkeze koyarak, ulaşımda, tesisleşmede, iş gücünde kaliteyi, konforu ve yetkinliği sağlayacak değişimleri hayata geçirdik. Turizmin olmazsa olmazı tanıtıma, dünyadaki en iyi örneklerle yarışabilecek kurumsal bir kimlik kazandırdık. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansını kurduk. Bu yıl dünyada en etkili ve güçlü tanıtım çalışması yapan ülke olduk. Bu hem turizm noktasında hem pandemi için hayata geçirdiğimiz uygulamalar noktasında gerçekleştirildi. Bununla birlikte turizm hareketliliğini bütün yıla yaymak için çalışmalarımızı yaptık ve buna paralel olarak turizm çeşitliliğini kruvaziyer turizmden sağlık turizmine, kış turizminden kongre turizmine birçok başlıkta çeşitlendirme yoluna gittik. Tüm bu başlıklarda henüz ilk adımlarımızı atmış olmamıza rağmen 2018 ve 2019 yıllarını rekorlarla kapattık. İnşallah göreceğiz ki 2021'de pandemi sürecinin etkisinden en hızlı çıkan ve yükselişe geçen de biz olacağız."
Ersoy,"Küresel turizmde yaşanan en güçlü rakiplerimize göre yüzde 15 daha başarılı bir performans sergiledik"
İnovasyonun bir uyum çalışması olduğunu vurgulayan Ersoy, şunları anlattı:
"Bugüne uygun, geleceğe de adapte edilebilir olmalıdır. Günün var olan sorunlarına getirilen yenilikçi çözümler geleceğin yolunu açacak ki yarınlara dair yeni hedefler ortaya koyup, üretime geçebilelim. Güvenli Turizm Sertifikasyon Programımız bu anlamda en güzel örneklerden biridir. Bu program küresel bir soruna, Türkiye turizmi adına hızlı, pratik ve detaylı çözüm sunmuştur. Hem içeriğiyle hem de uygulamadaki disiplini ile rakiplerimizin önüne geçmemizi sağlamıştır. Biz sadece bugünün sorunlarına tüm yönleriyle bir cevap vermekle de kalmadık aynı zamanda gelecekte benzer bir sorunla karşı karşıya kalınırsa çok hızlı reaksiyon vermemizi sağlayacak bir zemin oluşturduk. Bu programımızın yapısal özelliğinden kaynaklı bir durum.
Birincisi, ulaşımdan konaklama ve ziyaret noktalarına kadar turizm hareketinin tüm adımlarını programın kapsamına dahil ettik. İkincisi, misafirlerimizi pandemiden korumak için en üst düzeyde tedbirleri aldık ama 'ya hastalanırsa ne olacak' sorusunu da cevapsız bırakmadık. Hem misafirimizi hem turizmcimizi koruyan, tüm senaryoları içeren bir oluşum ortaya koyduk. Üçüncüsü, bu yenilikçi uygulamayı tek elden dayatmadık. İlgili Bakanlıklarımızın desteğini aldık, sektördeki tüm paydaşlarımızın önerilerini dinledik ve herkesin hemfikir olduğu bir çözüm ürettik. Uygulamadaki başarı da buradan geliyor. Ortaya ne koyduğumuzu, nasıl uygulayacağımızı ve bize sağlayacağı faydaları bilerek yola çıktık. Son olarak da bu yeniliği ayrıntılarıyla dünyaya anlattık. Bunu Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansımız üzerinden ve Dışişleri Bakanlığımızın güçlü iş birliğinde çok yoğun bir şekilde yaptık. Aynı şekilde devam edeceğiz. 'Sonuç nedir' diye sorarsanız, küresel turizmde yaşanan büyük daralmada en güçlü rakiplerimize göre yüzde 15 daha başarılı bir performans sergiledik. Uçuş kısıtlamalarını kaldırmayı başardık. Rusya, İngiltere, Almanya, Ukrayna pazarlarının seyahat için en çok tercih ettiği ülkelerden biri olduk. Belki de en önemlisi ulusal ve uluslararası kamuoyunda güven tesis ettik. Daha önce aklında hiç Türkiye olmayan insanların ülkemize erken rezervasyon yaptırdıklarını görüyoruz. Bu güveni güçlendirmeyi ve bu talepleri artırmayı sürdüreceğiz."
Bakan Ersoy, konuşmasının sonunda ihracatçılara Türkiye'nin ekonomisine ve milletin refahına sundukları güçlü katkı için teşekkür ederek, "Daha fazlasını başarabileceğimizi biliyoruz. Yeniliklere açık olmaktan, girişimde cesur davranmaktan, kendimize ve ülkemize inanıp güvenmekten vazgeçmeyelim. Sıkıntılar yaşanır ama ne kadar büyük yaşanacağında bizim hazırlıklarımız ve öngörülerimiz de etkilidir. Günü değil geleceği düşünerek, meydan okuyarak ve daima daha iyisini arayarak yolumuza devam edeceğiz" dedi.