Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi” içinde yer alan ‘Konaklama Vergisi’nin tamamen yerel yönetimlerin yetkisine bırakılmasını istedi. Aksi halde yeni yeni toparlanmaya başlayan sektörün ülke ekonomisi ve istihdamına sağladığı katkıların azalacağı belirtildi.
Kuşadası Belediyesi CHP'li meclis üyesi ve turizmci Fahrettin Çiçek'in KUŞA HABER'e yaptığı açıklamasında sektörün bu büyük yükü kaldırabilecek kadar güçlenmediği belirtilerek, şu görüşlere yer verilerek şunlar söyledi:
''Basından takip edebildiğim kadarı ile konaklama vergisi konaklanan tesisin kategorisine göre ve konaklayan kişi başına direkt misafirden tahsil edilecek. 12 yaş altı çocuklardan konaklama vergisi alınmayacak.
İlk haline göre bu uygulama dünya örnekleri ile paralellik taşıyor, tüketiciye anlatmak daha kolay olacaktır. Ancak ülke turizminin realiteleri dikkate alındığında uygulama bölgelere ve sezona göre değişiklik arz edecek şekilde yeniden düzenlenmeli.
Özellikle düşük sezonda büyük doluluk sıkıntısı yaşayan sektör için bu yük ağır. 20,00 EURO gecelik fiyatların ödendiği 5 yıldızlı otellerde Nisan ayı için bu miktar çok mantıksız. Temmuz ağustos ayında gecelik 100 ila 200 Euro arasında ödeyen misafir için ise makul bir ücret.
Önerim;konaklama vergisi sadece Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında yapılan konaklamalardan alınsın. Ekim-Kasım-Aralık-Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs gibi dönemlerde kıyılardan (AKDENİZ – EGE GİBİ) alınmasın.Yukarıda belirttiğim kıyı bölgesi için düşük sezon olan dönemde İstanbul-Kapadokya- Pamukkale gibi Kültür turizminin yoğun olduğu merkezlerde yapılacak olan konaklamalardan da kendi yüksek sezonlarında alınsın.
Anadolu da bir turist gelsin diye çırpınan kentlerimiz var.Turizm açısından belli bir yoğunluğa ulaşmamış Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz Bölgesi gibi bölgelerimiz için bu uygulama kapsam dışı tutulmasında fayda var. Bu haksız bir uygulamadan olumsuz etkilenmelerinin en aza indirgemek yerinde olur.
Bu uygulama her hâlükârda otelci ile misafiri karşı karşıya getirme riskini taşımaktadır. Ülkemizi ziyaret etmek üzere hali hazırda paket tatillerini almış veya alacak olan tüm misafirlerimizi önceden doğru bilgilendirecek ve ülkemize bu anlamda hazırlıklı gelmelerini sağlayacak bilgilendirme dış temsilciliklerimiz ve tur operatörleri aracılığı ile yapılması büyük önem taşımaktadır. Aksi taktirde pek çok yabancı misafir haberim yoktu, tüm paramı harcadım gibi bahaneler üretip bu vergiyi ödemekten imtina etmeye çalışacaktır.
Son dönemde Turizm sektörüne ajans katkı payı ve konaklama vergisi ile ek yük bindiren devletten sektörün önünü açacak aşağıdaki adımları atmasını ivedilikle bekliyoruz.
Hizmet-Fiyat Dengesi çok güçlü bir destinasyon olarak eski sempatimize kavuşmamız gerekiyor. Kışı iyi değerlendirelim. Personelimizi, tesislerimizi, ihmal etmeden turistik belde ve kentlerimizi yaza çok iyi hazırlamalıyız. Dış Politika ve uluslararası ilişkilerde de turizm hedeflerine paralel davranır isek; önümüzde Türkiye Turizm endüstrisi için yedi iyi yıl hedefi koyabiliriz. İşimiz çok, yolumuz uzun, hedefler büyük, doğru hamlelerle yılda 100 milyon ziyaretçi ağırlama kapasitemiz oluşabilir. Elimizdeki doğal, tarihi ve kültürel kaynaklar ile sektör olarak dünya sıralamasında ilk üçü hedeflemeliyiz. Ancak yatırımcının kırılan cesareti ve duran turizm yatırımları, yüksek kredi faiz oranları kısa ve orta vadede önemli bir sorun.
Yerli ve yabancı yatırımcıyı cesaretlendirmek için ilk aşamada devlet de, Turban tarzı, anahtar teslimi turistik tesisler yapıp özel sektöre kiralamayı esas alan karma bir modelle nitelikli turizm tesis ve bölgelerini hayata geçirebilir.
Turizm ülkesi olarak ülkemize seyahatin önündeki tüm engellerin süratle kaldırılması konusunda ivedi adımlar atmalıyız.
Her türlü vize (e-vize dahil) uygulamasından en kısa sürede (mütekabiliyet esasına takılmadan) vazgeçebilir, tüm Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşlarına pasaport yanında Avrupa Birliği Kimlik Kartı ile ülkemize seyahatin önünü açabiliriz. Özellikle Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında seyahatin bu denli serbest olması bizleri rakiplerimiz Yunanistan, Ispanya ve hatta Hırvatistan ve Bulgaristan karşısında bu anlamda rekabet edemez bir halde bırakmaktadır. Avrupalı seyahate çıkmak için ayrıca bir pasaport almak veya seyahatlerinde yanında ayrıca pasaport taşımak istemiyor. Çoğu Avrupalı pasaportunun süresi bitmiş ise uzatmıyor ya da artık pasaport alma zahmetine dahi katlanmıyor.
Open Sky anlaşmasına süratle dahil olup, Avrupalı (low cost) bütçeli havayolu şirketlerine istedikleri Avrupa ülkesindeki istedikleri havalimanında ülkemizdeki istedikleri havalimanına uçuş yapma hakkını kullanmalarını sağlamak için gerekli adımları atmalıyız. Son iki yıldır RyanAir sadece bayrak taşıyıcısı olduğu İrlanda ve Slovakya’dan Dalaman’a ve Bodrum’a seferler düzenlemeye başlamış durumda, Open Sky anlaşmasına dahil olunması durumunda RyanAir ve onunla birlikte EasyJet, WizzAir gibi Avrupa'nın önemli low cost havayolu şirketleri istedikleri havalimanından ülkemiz havalimanlarına sefer düzenleyebileceklerdir. Ülkemizdeki havayolu şirketlerinin en düşük tarifeden uygulamaya başladıkları fiyatları ile kıyaslandığında dahi tüketiciye çok daha avantajlı fiyat ve ulaşım ağı fırsatları sunan düşük bütçeli havayolu şirketleri tur operatörlerine bağımlılığı da azaltma konusunda önemli bir çözüm ortağı olarak öne çıkmakta ve pazardaki konumlarını gittikçe güçlendirmektedirler. Bağımsız seyahat etmeyi ve kendi tatil paketini kendisi oluşturmayı giderek daha çok tercih eden Y kuşağı seyyahlarını bu sayede daha çok ülkemize çekebiliriz. İspanya ya giden ziyaretçilerin %55’inden fazlası bu ülkeye bir bütçeli havayolu ile gidiyor olduğu gerçeğini unutmamak gerek''dedi.