Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “23-24-25-26 Nisan tarihleri arasında günlük hayata etkisini en az düzeyde tutulacak şekilde 31 ilimizde sokağa çıkma kısıtlaması yapmayı özellikle planlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya'daki Huber Köşkü'nde video konferans yöntemiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye korona virüs salgınıyla mücadelesini 4 ana başlık etrafında hayatına geçirmektedir.
Bunlardan birincisi insanlarımız arasındaki fiziki mesafeyi sağlamaktır. Okulların ve 212 bin işletmenin tatil edilmesinde şehirlerarası ulaşımın sınırlandırma ve sokağa çıkma yasaklarına kadar tüm tedbirler bu amaca hizmet ediyor.
İkincisi sağlık sisteminin kesintisiz işlemesidir. Hamd olsun bu hususta hasta yatağı, yoğun bakım yatağı, solunum cihazı gibi kritik konular başta olmak üzere her alanda çok iyi seviyedeyiz.
Üçüncüsü gıda ve temizlik gibi temel hizmet alanlarında üretim, tedarik ve perakende zincirinin aksamamasıdır. İstisnai bir takım görüntüler dışında bu konuda da sıkıntımız bulunmuyor. Ülkemizin hiçbir yerinde ürün eksikliği, yokluğu, yetersizliği söz konusu değildir.
Dördüncüsü de kamu düzenin bozulmamasıdır. Polis, jandarma, bekçimiz tüm unsurlarıyla kamu düzeninin sağlanması yanında vefa sosyal destek gruplarına da katkı vermek suretiyle fedakarca görevlerini yürütüyor. Bu güne kadar 3 milyonu aşkın vatandaşımıza vefa sosyal destek grubu vasıtasıyla hizmet verilmiştir. Yaklaşık 1 milyon 65 yaş üstü vatandaşımıza kolonya ve maske dağıtımı yapılmıştır. Hamd olsun salgının başladığı günden bu yana ülkemizde kayda değer kamu düzeni sorunu yaşanmadı. Salgının yayılmasını engellemek için halen 239 mahalle, köy veya belde düzeyinde yerleşim yeri de karantina altında tutulmaktadır” dedi.
“Mayıs ayı sonuna kadar 5 bin solunum cihazını üretmiş olacağız”
“Korona virüs salgının önüne geçmek için aldığımız tedbirlerin meyvelerini toplamaya başladık” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Test sayımızı günde 40 bin düzeyine çıkardık. Test vaka oranımız azalıyor. İyileşen hasta sayımız katlanarak artıyor. Buna karşılık yoğun bakımda solunum cihazına bağlı olan hastalarımız ile vefat eden hasta sayımız aynı düzeyde devam ediyor. İnşallah yakında onların da azalışına şahit olacağız. Bu hususlarla ilgili gelişmeler sağlık bakanlığımız tarafından her akşam kamuoyuyla paylaşılıyor. Hastanelerimizle olağanüstü bir yoğunluk yaşanmıyor. Sağlık personelimiz canla başla görevlerinin yürütüyor.
Bu vesileyle bir kez daha tüm sağlık personelimize şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Ücretsiz maske dağıtımı PTT, eczaneler üzerinden sürüyor. Maskeden tuluma, ilaçtan solunum cihazına kadar hiçbir konuda eksiğimiz bulunmuyor. Yoğun bakım solunum cihazlarının üretimi konusundaki çalışmalarımız başarılı oldu. Kolları sıvadığımız tarihten 14 gün sonra bu cihazları üretimine başladık. Mayıs ayı sonuna kadar 5 bin cihaz üretmiş olacağız. Bu başarı her fırsatta altını çizdiğimiz milli teknoloji hamlesinin somut bir örneğidir. Bu gün itibariyle 100 tane solunum cihazını teslim aldık” diye konuştu.
“N95 ve N99 maskelerini filtrelerinin geliştirme süreleri bitti testlerine başlandı”
Tıbbi cihaz ve ilaç konusunda çalışmaların sürdüğün belirterek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayinde gerçekleştirdiğimiz büyük atılımı tıbbi cihaz ve ilaç başta olmak üzere kritik tüm alanlarda sürdüreceğiz. Makine ve kimya endüstrisi kurumumuz geliştirdiği mekanik sorunumuz ile bu yarıştaki yerini almıştır. Milli Eğitim Bakanlığımız protatif seviyesinde bir cihaz geliştirmeyi başardı. Bu gayretleri takdirle karşılıyoruz.
Diğer tarafta elimizde epeyce stoku bulunan ve hastalığa erken müdahalede kullanılan kritik ilaçların üretimine yerli firmalarımız başladı. Bu konudaki araştırma geliştirme, ruhsatlandırma ve üretim süreçlerini yakından takip ediyoruz. Ülkemizin bu kritik dönemde yapılan her yerli ve milli katkıyı klasik bürokratik anlayışın keyfine bırakılamayacak kadar önemli görüyoruz. Koruyucu sağlık donanımlarının yerli üretimi konusunda da önemli mesafe kat ettik.
Özellikle sağlık personeli açısından hayati olan N95 ve N99 maskelerini filtrelerinin geliştirme süreleri bitti testlerine başlandı. En kısa sürede üretime geçilecek. Böylece artık Bu filtreler konusunda dışa bağımlılıktan kurtuluyoruz. Türkiye bilimler akademisi de hazırladığı kapsamlı Kovid-19 raporuyla önemli bir referans kaynağı oluşturdu. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulundaki hocalarımızla elde edeline başarıları bilimsel makaleye dönüştürüp yayınlayarak tüm dünyanın hizmetine sunmaya hazırlanıyorlar” şeklinde konuştu.
“Başakşehir Şehir Hastanesi salgın mücadele için kullanılacaktır”
“Hastane yatak ve yoğun bakım yatağı konusundaki mevcut kapasitemizi güçlendiriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmeler üzerine ilk etabını açılışın öne alarak bu gün gerçekleştirdiğimiz İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi salgın mücadele için kullanılacaktır. Toplam yatak kapasitesi 2 bin 682 olan hastanemizin bu gün ilk etabını açtık. 885'i klinik, 150'si yoğun bakım olmak üzere bin 35 yatakla hizmet verecek.
Hastanemizin kalan kısmını da önümüzdeki ay hizmete açmayı planlıyoruz. Ayrıca Yeşilköy ve Sancaktepe'deki iki kalıcı hastanenin inşaatı sürüyor. İnşallah bunları söz verdiğimiz 45 günde tamamlayıp hizmete alacağız. Sağlık alanın da yapılan bu yatırımların önemini ve büyüklüğünü bu salgın vesilesiyle hep birlikte bir kez daha gördük.
Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı bir dönemde Türkiye en küçük sıkıntıya kaosa meydan vermeden hamdolsun sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmüştür. Hasta ve ölüm vakaların çok olduğu ülkelerin en büyük sorunu, sağlık sisteminin yoğunluktan dolayı çökmüş olmasıdır. Türkiye vaktinde aldığı önlemlerle bu tehdidin önüne geçerek tüm dünyada salgınla mücadelede en rahat sağlık hizmeti veren ülke durumuna gelmiştir” dedi.
“23-24-25-26 Nisan tarihleri arasında 31 ilimizde sokağa çıkma kısıtlaması yapmayı özellikle planlıyoruz”
Milletin tedbirlere uymasının salgının yayılmasının önüne geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin tedbirlere uymasıyla salgının felaket düzeyine ulaşmasının önüne geçtik. Şehirlerarası kısıtlamanın salgının yayılmasının engellemesinde büyük katkısını gördük. Büyükşehirlerimiz ile Zonguldak ilimizde uyguladığımız hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması salgının kontrolünden büyük fayda sağladı. Bunun için hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasını tarım, sağlık ve gıda hizmetleriyle temel üretim faaliyetlerini aksatmayacak şekilde bir süre daha devam ettireceğiz.
Ayrıca, 23-24-25-26 Nisan tarihleri arasında günlük hayata etkisini en az düzeyde tutulacak şekilde 31 ilimizde sokağa çıkma kısıtlaması yapmayı özellikle planlıyoruz. 22 Nisan akşamı yine 00.00 andan itibaren, 23 Nisan zaten tatil ve 24-25 ve 26 Nisan 00.00'a kadar devam edecek. Sokağa çıkma kısıtlaması Pazar günü 24.00'da sona erecektir. Bununla ilgili ayrıntılar İçişleri Bakanlığımız tarafından kamuoyuyla paylaşılacaktır” diye konuştu.
“Amacımız önlemleri uygulayarak Ramazan Bayram sonrası normale dönüşüne imkan sağlayacak seviyeye indirmektir”
“Sokağa çıkma sınırlandırılması günlerinde kesintisiz hizmet veren fırıncı, gazeteci, sucu ve kamu görevlilerine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız önlemleri en titiz şekilde uygulayarak salgının seyrini ülkemizin Ramazan Bayram sonrası normale dönüşüne imkan sağlayacak seviyeye indirmektir.
Bazı adımları bayram önce atmaya başlayabiliriz. Tüm sektörlerin buna göre hazırlık yapmalarında fayda görüyoruz. Bu sağlının üstesinden ancak 83 milyon hep birlikte hareket edersek gelebiliriz. Birlik, beraberlik, kardeşlik sarılırsak geleceğe güvenle bakarız.
Türkiye'den başka ülkemiz, bu topraklardan başka vatanımız, bu milletten başka sinesine sığındığımız hizmet edeceğimiz halk yoktur. İstiklalimize, istikbalimize ve terör örgütlerinin saldırılarına, darbe girişimlerine vesayetin tuzaklarına bütün bunlara karşı nasıl hep birlikte sarıldıysak bu günde salgın hastalığa karşı aynı azimle karşı çıkacağız” ifadelerini kullandı.
“Çeşitli ülkelerdeki 25 bin vatandaşımızı Türkiye'ye getiriyoruz”
Çeşitli ülkelerde bulunan vatandaşların ülkeye getirilmeye devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti dünyanın neresinde olursa olsun her vatandaşın yanındadır. Bu anlayışla salgın başladığında yurtdışında olan vatandaşlarını kurduğumuz hava köprüleriyle ülkemize getirdik.
Getirdiğimiz her vatandaşımızı sağlık taramasından geçirip tahsis ettiğimiz Yüksek öğrenim yurtlarında karantinada tuttuk. Cumhurbaşkanlığımız koordinasyonunda Sağlık, İçişleri, Dışişleri, Gençlik Spor Bakanlığımız, Türk Hava Yollarımızın işbirliğiyle bugüne kadar 39 bin vatandaşımı ana vatanlarına kavuşturduk. 12 bini aşkın vatandaşımızın yurtlarımızdaki karantina süreci devam ediyor. Çeşitli ülkelerdeki 25 bin vatandaşımızı Türkiye'ye getiriyoruz. Amacımız Ramazan Ayı girene kadar bunu tamamlamak. Yurtlarımızın bir kısmını evlerine gidemeyen sağlık personeli için, bir kısmını da sosyal izolasyon ve gözlem merkezi olarak kullanılmak üzere bakanlığımıza tahsis ettik” dedi.
“İnfaz düzenlemesiyle hem cezaevleri rahatlatmış hem de aşırı yoğunluk sebebiyle tehdidin önüne geçmiş olduk”
Bilindiği gibi örgün ve yaygın faaliyetlere 16 Mart'ta ara verildiğini hatırlatarak konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli Eğitim, TRT işbirliğiyle 3 televizyon kanalı kurarak uzaktan eğitime geçmiştik. Bu platformu öğrencilerimizin benimsediklerini ve günlük olarak takip ettiklerini tespit ettik. Orta öğretim ve yükseköğretim sınavlarına hazırlanan öğrencilerimiz için canlı ders uygulaması başlattık. Velilerimiz uzaktan eğitim sürecine dahil edilerek gerekli bilgilendirmeler yapıldı.
Liselere ve yükseköğrenime geçiş sınavının kapsamı öğrencilerimizi mağdur etmeyecek şekilde yeniden belirlenmiştir. Diğer sınavlarla ilgili düzenlemeler süratle hayata geçirilmiştir. Meclisimiz tarafından kabul edilen ve tarafımdan onaylanarak yürürlüğüne giren infaz düzenlemesidir. Bu kanunla şu ana kadar bir kısmı izinli bir kısmı tahliye olmak üzere 90 bini aşkın mahkum cezaevinden çıkmıştır. İşlemlerin sonuçlanmasıyla çıkacaktır. Hem cezaevine rahatlatmış, hem de aşırı yoğunluk sebebiyle salgın tehdidinin önüne geçmiş olduk. Adliyelerde alınan önlemle insan yoğunluğunu yüzde 95 oranında azaltarak hukukçularımız ve vatandaşlarımızı salgından koruduk” diye konuştu.
"3 yılda 1 milyon yazılımcı yetiştirmeyi hedefleyen bir program başlatıyoruz"
Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle ‘Evde kal Türkiye' sloganıyla gönüllü karantina uyguladığımız şu günlerde gençlerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Dünyada yıldızı her geçen gün parlayan yazılım sektörü 3 yılda 1 milyon yazılımcı yetiştirmeyi hedefleyen bir program başlatıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanımızın hazırladığı proje kapsamındaki eğitimler BTK akademi eğitim portalı üzerinden gerçekleştirilecektir. Halen 13 başlıkta 47 bin dakikayı bulan 31 ayrı eğitim bu sitede hizmet veriyor.
Yılsonuna kadar eğitim sayısı 100'e çıkacak. Gençlerimizin tek yapması gereken öz geçmişlerini sisteme kaydetmeleridir. Tamamlanan eğitimler ve başarı dereceleri sistemdeki özgeçmişlere başarılar işlenecektir. Programı tamamlayanlar güvenliğinden veri analistliğine, siber güvenlikten yazılım geliştirmeye kadar 15 farklı alanda uzman olarak istihdam edilebilme imkanı kazanacaktır. Gençlerimizin korona günlerini geleceklerine ışık tutacak bir fırsata çevirecektir. Bu programın ülkemizin yazılımcı imkanının giderilmesine katkı sağlayacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Ramazan Ayında ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için 500 milyon lirayı aşkın ilave kaynak sağladık”
Tarıma yönelikte açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hazineye ait tarım arazilerini kiraladığımız çiftçilerimizin Nisan Mayıs, Haziran ayı kira ödemlerini 6 ay süreyle erteliyoruz. Bunun yanında Erzincan, Erzurum, Kars, Kayseri, Sivas, Muş başta olmak üzere 14 milyon metrekare hazine arazisini ilave olarak çiftçilerimize sunuyoruz. Tıp fakültesi bulunan 43 üniversitemizdir.
Gösterdikleri çabalara yakinen şahit olduğumuz üniversite hastanelerimize hizmet kalitelerini yükseltmeleri için çeşitli unvanlarda 8 bin 635 sözleşmeli personel ve 5 bin 865 sürekli işçi kadrosu ihdas ediyoruz. Salgınla mücadele ederken hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için istihdam korunması için elimizden geleni gösteriyoruz. Sanayicimizden, esnafımıza kadar tüm kesimleri vergi sigorta kredi taksiti ertelemelerini sağladık. İşletmelerimizin ayakta kalmaların temin ediyoruz. Sosyal koruma kalkanı adı altında hayata geçirdiğimiz programlarla salgının vatandaşlarımızın günlük hayatında yol açtığı sıkıntıları en aza indirmeye çalışıyoruz.
Çalışma hayatımız için büyük önem taşıyan kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdık ve tüm sektörleri buna dahil ettik. Bu güne kadar 269 bin firmamız 3 milyonu aşkın çalışanı için başvurdu. Ücretsiz izne ayrılan içinde ayrı bir destek programını hayata geçirdik. 9 Nisan'dan itibariyle sosyal yardımlarda acil durum kararı alarak muhtaçlık kriterleri yanında bu dönemde özel ihtiyaçları da kapsama aldık.
Bu çerçevede ilk etapta herhangi bir geliri olmayan vatandaşlarımıza yönelik 2 milyon 100 bin haneye nakit desteği verdik. İkinci etapta 2 milyon 300 bin haneye biner lira nakit desteği vermeye başlıyoruz. Üçüncü etabı da bu dönemde özel ihtiyacı olan hanelere yönelik olarak devreye alıyoruz. Başvuruları lamaya başlıyoruz. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımıza Ramazan Ayında ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için 500 milyon lirayı aşkın ilave kaynak sağladık” ifadelerini kullandı.
“Biz Bize Yeteriz Türkiyem kampanyasında 1 milyar 800 milyon liraya yaklaştı”
Ayrıca 81 vilayetin tamamında 2 milyon 234 bin ilk öğretim ve ortaöğretim öğrencimize kızlar için 75 lira, erkekler için 50 lira olmak üzere şartlı eğitim yardımı yapıyoruz. Öksüz ve yetim 41 bin öğrencimize ise bu yardımı aylık 150 bin lira olarak veriyoruz. Başlattığımız ‘Biz bize yeteriz Türkiyem' kampanyasında toplanan para 1 milyar 800 milyon liraya yaklaştı. Hayırseverlerimizi bir kez daha kampanyamıza davet ediyorum. Gelin bu rakamı 2 milyar liranın üzerine çıkararak tarihi bir dayanışma örneği gösterelim” dedi.
“Ateşkesi ve mutabakatın diğer şartlarını ihmal eden rejim böyle devam ederse çok ağır kayıplarla bunun bedelini ödeyecektir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kabinemizin 28. Toplantısını tamamladık. Bu toplantımızda ana gündem kapsamında korona virüs salgınıyla mücadele kapsamında yaptığımız ve yapacağımız çalışmalardı. Ayrıca, Suriye, Libya ve Ege'deki gelişmeler başta olmak üzere önemli güvenlik konularımızla ilgili değerlendirmelerde bulunduk Dünyanın ve ülkemizin dikkatini salgınla mücadeleye vermesini fırsata çevirmek isteyen Suriye rejiminin İdlib'deki saldırganlığının artırdığını görüyoruz.
Türkiye Rusya ile vardığı 5 Mart mutabakatına bağlılığını korumakla birlikte rejimin saldırganlığına da geçit vermeyecektir. Ateşkesi ve mutabakatın diğer şartlarını ihmal eden rejim böyle devam ederse çok ağır kayıplarla bunun bedelini ödeyecektir. Aynı şekilde İdlib'deki ateşkes iklimini bozmak için provakatif eylemler düzenleyen karanlık örgütlere de müsamaha göstermeyeceğiz” dedi.
“Uluslararası kamuoyunu Hafter'e karşı ülkenin meşru yönetimine destek vermeye devam ediyoruz”
“Türkiye gücünü uluslararası hukuka ve kendi çıkarlarını koruma iradesinden alan kararlı duruşuyla Akdeniz'deki tüm oyunları bozmayı sürdürecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Libya ile imzalanan Akdeniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakattan muhtırasından kaynaklanan rahatsızlıktan hala sürdüğü görülüyor.
Halbuki bu muhtıra Birleşmiş Milletlere de bildirilmiş ve böylece süreç tamamlanmıştır. Sığınmacılara karşı insanlık dışı tavırlarını sürdüren ülkelerin hukuksuz ve vicdansız eylemlerinden vazgeçmelerini bekliyoruz. Meşru Libya hükümetinin sahada son dönemde elde ettiği kazanımları ise bu ülkede darbeci Hafter'in gerçek yüzünün daha iyi görünmeye başladığının işaretidir. Uluslararası kamuoyunu bir kez daha Hafter'e karşı ülkenin meşru yönetimine destek vermeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Son iki haftada 38 teröristi etkisiz hale getirdik”
Terör örgütüne göz açtırılmadığını söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü örgütünün ülkemizin sağlın hastalıkla mücadele döneminde dahi eylem teşebbüsünü ara vermemesi terörizmin çirkin yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. Sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütüne nefes aldırmamakta başını ezmekte kararlıyız. Bu doğrultuda yürüttüğümüz operasyonlarla son iki haftada toplam 38 terörist etkisiz hale getirdik. Türkiye'nin iç ve dış güvenliği ile ilgili çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz” diye konuştu.
“Hukuka hem inancımıza aykırı şekilde zekat toplama peşine düştüler”
“Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından denenmişti” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii buradaki amacın milletimizin takdirle takip ettiği sağlık, gıda, ekonomik destek, sosyal yardım hizmetlerini itibarsız hale getirmek olduğu açıktır. Salgın sebebiyle sağlık sisteminin çökmesini, kamu güvenliğinin zaafa uğramasını, halkın sokaklara dökülmesini bekleyenler umdukları olmayınca gözlerini yapılan hizmetlere diktiler.
Geçmişte Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadelesini akamete uğratmak sınırlarını koruma gayretini kırmak, ekonomisini yıkmak için uğraşmışlardı. Şimdide maalesef salgın hastalıkla mücadele için alınan tedbirleri sabote etmeye çalışıyorlar. Ülkemizin İtalya, İspanya, Amerika gibi ciddi kayıplar veren yerler arasına girmesini bekliyorlardı. Baktılar öyle olmadı umutlarını Uganda'ya bağlayacak kadar küçüldüler. Bununla kalmayıp kendilerince hükümetle yarışa kalktılar. Biz Şehir hastanelerini anlatırken, onlar fuar merkezlerini panellere bölerek içindeki stantları sahra hastanesi diye yutturmaya kalktılar. Foyaları ortaya çıkınca da biz şehir hastanelerini hiç eleştirmedik diyerek daha büyük bir yalana sarıldılar.
Halbuki bugün Türkiye'yi salgınla mücadelede dünyada farklı bir yere taşıyan şehir hastanelerine yıllarca demediklerini bırakmamışlardı. Biz geliri olmayan vatandaşlarımıza devletin yıllardır var olan sistemi üzerinden nakit yardımı yaparken onlar hem hukuka hem inancımıza aykırı şekilde zekat toplama peşine düştüler. Dediler ki zekat toplama noktasında herhangi bir engel yok, devlet bu noktada devlet herhangi bir engeli koymaz. Bu noktada tek yer Diyanet İşleri Başkanlığına sorarsanız zekatı kimler toplar, kimler toplayamaz onlar size gerekli cevabı verir. Siz kendinize ait olmayan böyle bir konuda konuşma hakkına sahip değilsiniz” diye konuştu.
“Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az Kovid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum”
“Devlet kuralları uygulayarak yardımları tek hesapta toplayınca da paralarımıza el koyuldu yalanına sarıldılar” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz devlet olarak kimsenin parasına el koymadık ve bu noktada böyle bir yanlışın içerisine girmedik girmeyiz. Biz insani hareketliliğimiz neyi gerektiriyorsa onu yaptık ve bu kurallar çerçevesinde ikna yöntemiyle bu gayretlerimizi sürdürüyoruz. Onlar toplu taşıma seferlerini hesapsızca azaltarak halkımızı mağdur ettiler. Belediyelerinin sorumluluğundaki faaliyetleri yönetemeyip her şeyi birbirine karıştıranlar Hükümetin aldığı tedbirleri sabote ederek beceriksizliklerini örtmeye kalktılar. Biz infaz düzenlemesiyle hem kalıcı bir sistem kurmak, hem cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için uğraşırken onlar, tecavüzcüler serbest kalacak yalanıyla ortalığı bulandırdılar. Buradan şu hususun altını çizmek istiyorum.
Belediyeler elbette diğer sorumluluklarının yanına sıra sosyal yardım yapabilir. Ama bunu kanunların belirlediği sınırlar içerisinde şehrin mülki amirinin bilgisi ve koordinasyonu dahilinde kendi kaynaklarıyla yapar. Belediye, bakanlığı, valiliği, kaymakamlığı diğer kamu birimlerini yok sayarak kendi başına iş yapmaya kalkarsa karşısında hukuku bulur, devleti bulur. Sorun ekmek dağıtmak değil, diğer faaliyetlerle uyumsuz plansız, izinsiz şekilde yapmaktır.
Sorun vatandaşımız için sağlık tesisi hazırlamak değil, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatmaktır. Sorun herhangi bir konuda farklı düşünmek, konuşmak, hareket etmek değil, yalan söylemektir, iftira atmaktır, gerçeği çarpıtmaktır. Türkiye'nin sağlık alanında tarihi bir beka mücadelesi verdiği dönemde milletimi böyle tatsız konularla meşgul olmaktan dolayı da üzüntülüyüm.
Ancak karşımızdaki kirli zihniyet kendisine cevap verilmedikçe azgınlaşmakta yalanların çıtasını yükseltmektedir. Ülkemizin bu hastalıklı siyaset zihniyetinden kurtulmasını en az Covid virüsünden arınması kadar önemli görüyorum. Geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sinde her şey gibi muhalefet anlayışının da özlediğimiz seviyeye çıkacağını ümit ediyoruz” dedi.