KUŞADASI BELEDİYESİ VE KUŞADASI KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİ'NDEN KADINA YÖNELİK ŞİDDETE ORTAK AÇIKLAMA
25/11/2020 21:06
Kuşadası Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ile Kuşadası Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü' dolayısıyla bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin her alanda giderek arttığı vurgulandı.
Kuşadası, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaptı. Bu kapsamda Kuşadası Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ile Kuşadası Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından bir basın toplantısı düzenlendi. Kuşadası Kent Konseyi binasında gerçekleştirilen toplantıya, Kuşadası Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sezin Özdemir, Kadın Meclisi Yürütme Kurulu üyeleri Serap Dalkılıç ve Çiğdem Seçkin, Kuşadası Belediyesi Kadın Danışma Merkezi uzmanı Psikolog Candan Atak, Ada Kadın Kooperatifi üyesi Nihal Güler ve CHP Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Dağlı katıldı.
"DEFALARCA ÇAĞRIDA BULUNDUK"
Toplantının açılış konuşmasını yapan Kuşadası Belediyesi Kadın Danışma Merkezi uzmanı Psikolog Candan Atak, kadına karşı uygulanan sistematik şiddetin eziyet ve işkence olduğunu söyledi. Koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde ciddi bir kriz yaşandığını belirten Atak, “Kadınlar bu krizin en yüksek bedel ödeyenleri arasında yer alıyor. Her gün en az 3 kadının öldürüldüğü, kadın cinayetlerinin cinskırım boyutuna vardığı ülkemizde 2021 bütçesini tartışıyoruz. Ama kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik herhangi bir iktidar politikası ve buna ayrılmış bir bütçe göremiyoruz. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) olarak 25 Kasım'da TBMM'de kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda özel bir oturum düzenlenmesi için defalarca çağrıda bulunduk. Ancak bu çağrılara hiçbir cevap alamadık. Meclis, 25 Kasım'da bile kadına karşı şiddeti gündemine almayacak ise neyi alacak?" dedi.
"KANUNLARDA KADININ ADI HİÇ GEÇMEDİ"
Kuşadası Belediyesi Kadın Danışma Merkezi uzmanı Psikolog Candan Atak'ın ardından söz alan Kuşadası Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Serap Dalkılıç ise "1 Ekim’den bu yana TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un içinde kadınlar, kadına karşı şiddet ya da İstanbul Sözleşmesi geçen herhangi bir demeci, çabası, girişimi ve hatta vaadi yok. 1-15 Ekim tarihleri arasında TBMM Genel Kurulu’nda kadın cinayetlerinden ve İstanbul Sözleşmesi’nden söz edilen süre sadece 57 saniye. 16 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında, TBMM Genel Kurulu’nda konuşan 96 milletvekilinden yalnızca 9’u ‘kadın’ sözcüğünü kullandı. 54 kanun teklifinden kadınların payına 1 tane düştü. 836 soru önergesinden ancak 8’i kadınlarla ilgiliydi. Kabul edilen kanunlarda kadının adı hiç geçmedi. 27 meclis araştırma önergesinden sadece 2’si kadın içindi. Mecliste yapılan 90 basın toplantısından 3’ü kadınların yaşadığı sorunlara değindi" ifadelerini kullandı.
"İKTİDAR YASA VE SÖZLEŞMELERİ UYGULAMIYOR"
İktidarın, kadınlara yönelik şiddeti önlemek için etkili hiçbir politikayı da yürürlüğe koymadığının altını çizen Dalkılıç konuşmasını şöyle tamamladı: "İktidar, kadın cinayetlerini önleyecek bir risk değerlendirme veya önleme birimi de kurmuyor. Başta 6284 sayılı Şiddet Yasası ve İstanbul Sözleşmesi olmak üzere varolan yasaları ve sözleşmeleri uygulamıyor. Kamuoyunu oyalamak için yeni yargı reformlarından söz ediyor. Ancak yıllar önce yapılmış reformları bile hayata geçirmiyor. Örneğin, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 96. maddesi kadına karşı sistematik şiddeti eziyet olarak tanımlamaktadır. İşkenceyi kamu görevlileri yapar; eziyeti herkes yapabilir. TCK’ya göre işkence ve eziyet arasındaki tek fark budur. Kadınlar aile içinde ya da dışında yıllarca sistematik şiddete maruz kalıyor. TCK’nın 96. maddesi bir türlü uygulanmıyor ve saldırganlar bu şiddet eylemlerine devam ediyor. Yasaları hayata geçirmekle yükümlü bakanlar ise failleri ayıplamakla yetiniyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir kez daha hatırlatıyoruz ki kadına karşı sistematik şiddet eziyettir, işkencedir. İşkence ve eziyet insanlığa karşı suçtur. Devlet kendisi işkence yapamayacağı gibi vatandaşların birbirine işkence yapmasını da önlemekle görevlidir"
