2016 yılını yüzde 30’dan fazla turist ve gelir kaybı ile kapatan Türkiye turizmi, 2017’den ne kadar turist alacak ve gelir kazanacak.
Turizmdatabank’ın 2017 yılına ilişkin yaptığı turist sayısı ve gelir tahminlerine göre, Türkiye turizminin önündeki en önemli gösterge, Rusya pazarında beklenen iyileşme olarak duruyor.
2016 sonuna doğru yasakların kalkması ile ay bazında yeniden toparlanarak 2015 seviyelerini yakalayan Rusya pazarından 2017’de önemli oranda bir gelişme bekleniyor.
Ne var ki, Rusya’da yakalanan toparlanma diğer ana pazarlarda benzer eğilimi işaret etmiyor.
Öte yandan, yurtdışında yaşayan vatandaşların Türkiye ziyaretlerinde yükseliş devam ediyor.
2017’de de yabancı ziyaretçinin azalma eğilimini koruması durumunda vatandaş ziyaretçilerin sayısında çift haneli büyümenin sürmesi tahmin edilebilir.
RUSYA’DA 2015’İN YAKALANMASI ÇOK TARAFLI BİLİNMEYENLERE SAHİP
Rusya’dan gelen turist sayısının 2016 ekim ayı ile birlikte 2015 yılı seviyesini yakalaması, 2017 yılı için pazarda yeniden 3,5-4 milyon bandına ulaşılması beklentisini doğurdu.
Rusya ile ilişkilerin; özellikle Suriye ve Irak üzerinde varıldığı varsayılan uzlaşma ile daha da iyileşmesi, bölgesel sorunların hafiflemesi ve terör risklerinin azalması koşullarında, gelen Rus turist sayısını 2015’e çıkarması yüksek olasılık.
Ancak, yeni ABD yönetiminin bölgemiz üzerine uygulayacağı yeni politikaların; ABD-Rusya, Türkiye-Rusya, Türkiye-ABD ve AB-ABD-Rusya üçgenindeki ilişkileri nasıl etkileyeceği bir çok belirsizlik taşımakta.
2017’DE KAÇ TURİST GELECEK, NE KADAR GELİR ELDE EDİLECEK?
Yapılan tahminlere göre, turizmin önünde 4 farklı senaryo bulunuyor.
Durağan İyimser, En İyi ve En Kötü Senaryo’lara göre Türkiye 2017’de 15 milyon ile 25 milyon arasında bir yabancı turist çekebilir. Öte yandan yurtdışında yaşayan vatandaş ziyaretçiler hesaba katılırsa turist sayısı 21 ila 32 milyon arasında değişebilir.
2016’da 21 milyar Dolar’a kadar düşecek olan Türkiye’nin toplam turizm geliri ise (Yabancı+vatandaş), 2017’de 17 ila 22 milyar Dolar arasında seyredebilir.Kuşadası nın turizm deki payı bu sene çok Kuşadası otelcilerinin ve esnafının bu sene daha dikkatli davranmaları gerekiyor hani derler ya olmuş işi bozmamak gerekir diye .işte o hesap sanırım anlaşılmıştır
Tarih, kültür ve olağanüstü doğal güzelliklerin içiçe yaşandığı TÜRKİYE
Bu özelliklerini günümüze kadar devam ettirebilmiş dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir. Dört mevsimin tüm özelliklerinin her zaman yaşanabildiği yöreleri, yeşil ormanları, kayak sporuna elverişli karlı dağları, temiz denizleri, kumsalları, kaplıcaları, konuksever insan dokusu ve dünyanın üç ünlü mutfağından birine sahip olması bakımından da ayrıcalıklı bir ülkedir.
Ülkenin özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, yaz turizmi oldukça ileri seviyededir. Karadeniz kıyılarında sınırlı ölçüde yaz turizmi, yüksek yerlerde ise yayla turizmi gelişmiştir. Bu bölgelerde yeterli altyapı hizmetleriyle birlikte modern turizm tesisleri oluşturulmuştur. Yaz turizminin en yoğun olduğu tatil beldeleri arasında Antalya, Alanya, Marmaris, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Kaş gibi merkezler bulunmaktadır. Ülkenin yüksek yerlerinde ise yayla turizmi her geçen gün önemini artırmaktadır. Yayla turizminin en fazla geliştiği yöreler arasında Trabzon, Giresun, Rize, Ilgaz, Bolu ve Abant yer almaktadır.
Turizmin son yıllardaki hızlı gelişiminde en önemli faktör, belgeli tesis ve yatak kapasitesindeki artıştır. Nitekim son yıllarda turistik tesislerin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Ülkede 2001 yılı itibariyle turizm işletmesi belgeli olarak faaliyet gösteren tesislerin sayısı 1.240, bu tesislerin yatak sayısı ise 230.248’dir. Turizm yatırım belgeli tesislerin sayısı ise 1.980 olup, bu tesislerin yatak sayısı ise 364.779’dur. Bunun yanı sıra kaplıcalar, apart-oteller, golf tesisleri, mola tesisleri, eğitim ve uygulama tesisleri, oto karavan turizm kompleksleri ve uygulama otelleri gibi modern kuruluşlar da Türk turizmine hizmet vermektedir. Antalya, ülkede bulunan turizm tesisleri bakımından da ilk sırada yer almaktadır. Antalya'yı Muğla ve İstanbul ve Kuşadası izlemektedir.
Ülkeyi ziyaret eden turist sayısı ve turizm gelirlerinde sağlanan sürekli artışlar, sektörde istikrarlı bir gelişmenin olduğunu göstermektedir. 2002 yılında Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı 13.247.000'dir. Net turizm gelirleri ise, 8.5 milyar ABD Doları değerindedir.. Dünya Turizm Örgütü tarafından hazırlanan "Turizm: 2020 Vizyonu Avrupa" konulu çalışmada, Türkiye'nin 2020 yılında, bölgesinde Fransa, İspanya ve İtalya'dan sonra 4. ülke konumuna geleceği ve aynı yıl turizmden elde edeceği gelirin 40 milyar ABD Doları'na yükseleceği tahmini yapılmaktadır. Türkiye’nin 2020 hedefi ise, 60 milyon ziyaretçi ve 50 milyar ABD Doları değerinde turizm geliridir.
Dört mevsimin birarada yaşandığı Türkiye, dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir.
Bu stratejilerin en can alıcı ayağı olan tanıtımda da ciddi atağa geçmiş ve tanıtım kampanyalarını farklı coğrafyalardaki 40 ülkede 23 yurtdışı büro aracılığı ile yoğun olarak başlatmıştır. Kampanyalardaki yaklaşımın temelinde "farklılıkların kucaklaşması" teması vurgulanmaktadır. Bu vurgunun yakalanmasında Türkiye'yi rakiplerinden ayıran en önemli özellikler dikkate alınmıştır. Bunların başında Türkiye'nin Asya ve Avrupa kıtaları arasındaki köprü konumundan kaynaklanan doğa, tarih ve kültür zenginliği ile çeşitliliği gelmektedir.
Birarada yaşatılan bu farklılıkların zenginliği, Türkiye'nin her köşesine doğal, kültürel, sanatsal, estetik ve folklorik çeşitlilik olarak yansımaktadır. Bu gizemli ve baş döndürücü karmaşa, bu çok sesli ve çok renkli kültür bir karşıtlık değil, bir kucaklaşma kültürüdür.
Turizmin çeşitlendirilmesi kapsamında ayrıca yat, golf, termal ve sağlık, kış ve dağ sporları, yayla, mağara, doğa yürüyüşü (treking), akarsu sporları (rafting), sportif olta balıkçılığı ve avcılık, kuş gözlemciliği gibi pek çok turizm alanına ilişkin projelerle de etkin faaliyetlerde bulunulmaktadır.
Türk Mutfağı. Gastronomi uzmanlarına göre dünyanın en zengin mutfagı Türk, mutfaklarıdır. Yiyecek ve içecek maddesi kaynaklarının bolluğu ve çeşitliliği, ülke turizminin ayrılmaz bir parçası olarak görülen Türk mutfağının zenginliğinin başlıca sebeplerinden biridir. Aynı zamanda tarih boyunca çok çeşitli milletlerle içiçe yaşamış, yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuş olması da ülke mutfağını zenginleştiren bir başka etkendir. Türkiye'nin çeşitli yörelerinde yüzlerce çeşit yemek yapılmakta, tüm bölgelerde ve illerde beslenme kültürü ile yemek çeşidi ve pişirme teknikleri de büyük farklılıklar göstermektedir. Her yörenin kendine özgü tanınmış kebaplarının yanı sıra, hamur işleri ve sulu yemekleri de çok yaygındır.
Güney Ege İzmir, Çeşme, Ayvalık, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, özellikle Akdeniz sahillerimiz Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya, Mersin doğa harikası kıyılarımızdır.