Kuşadası açıklarında Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince kurtarılan 46 düzensiz göçmen, Kuşadası Devlet Hastanesi'ndeki tedavilerinin ardından İlçe Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı ve İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, burada çocuklara yeni kıyafet verip onlarla yakından ilgilendi.
Kuşadası açıklarında botları su alırken Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince kurtarılan düzensiz göçmenler, Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerinin botlarını Türk karasularına sürerek kendilerini ölüme terk ettiğini belirtti.
Kuşadası açıklarında Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince kurtarılan 46 düzensiz göçmen, Kuşadası Devlet Hastanesi'ndeki tedavilerinin ardından İlçe Emniyet Müdürlüğüne getirildi.
Sahil Güvenlik Komutanlığı ve İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, burada çocuklara yeni kıyafet verip onlarla yakından ilgilendi. Düzensiz göçmenlerin İlçe Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri sonrası AA muhabirine yaptığı açıklamalar, son dönemde yoğunlaşan düzensiz göçmenlerin Yunanistan'dan geri itilmesi (push back) vakalarını yeniden gündeme getirdi.
Çocuklarıyla birlikte Avrupa'ya gitmek için umuda yolculuk yaptığını belirten 45 yaşındaki Iraklı Dena Fahir, Kuşadası Davutlar kıyılarından lastik botla açıldıktan bir süre sonra yüzleri maskeli 3 Yunan askerinin bulunduğu bir sahil güvenlik botunun yanlarına geldiğini söyledi. Botlarına Yunan askerleri tarafından ip bağlandığını anlatan Fahir, "Yunanlılar benzin deposunu kesip ip bağladılar. Yılan gibi hızlı bir şekilde sağla sola sürdüler. Neredeyse boğulacaktık. Onlara bağırdık, durmaları gerektiğini söyledik ama sanki insan değil taşla konuşuyorduk. Bir saatten fazla bizi sürüklediler. Bot sallanıyordu. Çok korktuk. Sonra Türk Sahil Güvenlik ekipleri geldi, hepimiz ölebilirdik. Türk Sahil Güvenliği bizim hayatımızı kurtardı. Bize yemek ve battaniye verdiler. Onlara çok müteşekkiriz." ifadelerini kullandı.
"TÜRK ASKERİ OLMASAYDI DONMUŞ OLABİLİRDİK"
Iraklı Ali Emin ise "Türk askeri olmasaydı donmuş olabilirdik" diyerek, Yunan askerlerinin bota ip bağlayarak döndürdüğünü, çocuklar ve kadınların bağrışlarına aldırış etmediklerini iddia etti.
Emin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yunan askerleri botumuza ip bağlayıp bizi döndürmeye başladı. Çocuklar ve kadınlar bağırıyordu ama onlardan biri sigara içip bizi izliyordu. Artık öleceğimizi düşündük, sesimizi kesmiştik. Bize doğru geldiler. Kurtaracaklar sandım ama yanımızdan geçip Yunanistan'a doğru gittiler. Sonra Türk askerlerini gördük. Helikopterle bizi arıyorlardı. El sallıyorduk. Açıkçası vazgeçip gidecekler diye düşündük çünkü son nefesimizi vermek üzereydik. Yunan askerleri bizi ölüme terk etti ama Allah Türk askerinden razı olsun gelip bizi kurtardılar."
Olay sırasında oğluyla birlikte suya düştüğünü anlatan 48 yaşındaki Manal Said Ayyad ise Yunan askerlerinin kendilerini suyun içinde gördüğü halde yardım etmeyerek uzaklaştığını öne sürdü.
Gazze'den geldiğini anlatan Ayyad, "Oğlum hemofili hastası. Gazze'de tedavisi mümkün değil. Oğlumu tedavi ettirmek için Avrupa’ya gitmek istedim. Türkler'in bizi sevdiğini biliyorum. Türkiye halkı ve cumhurbaşkanının bizi çok sevdiğini biliyoruz. Dünyada sadece Türkiye cumhurbaşkanı Filistin'in yanında duruyor." diye konuştu.
Düzensiz göçmenlerden Nur Fadıl ise "Yunan askerleriyle konuşmaya çalıştık ancak bizim yüzümüze hiç bakmadılar bile. Kendimizi bir anda dalgaların arasında bulduk. Türkiye Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri gelene kadar ölümle boğuşuyorduk." dedi.
Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, dün Kuşadası'nın 5 mil açığında düzensiz göçmenlerin bulunduğu botun su aldığı ihbarı üzerine bölgeye hareket etmiş, 46 düzensiz göçmeni kurtarmış, 4 yaşındaki bir kız çocuğunun cesedine ulaşılmıştı.(A.A)